• ANASAYFA



 
AVNİ MEMEDOĞLU'NUN YARGILANMASI

YENİDAL GRUBU SERGİSİ OLAYI *

 

Ressam İbrahim Balaban, İhsan İncesu, Kemal İncesu, Avni Memedoğlu, Marta Tözge ve heykeltraş Vahi İncesu 27 Mayıs'ın getirdiği hava içinde, 1961 Nisan'ında İstanbul'da bir sergi açtılar.

Sanatçılar yanılmışlardı: özgürlük hemen öyle verilmiyordu insana.

Sanatçılar tutuklandılar, yapıtları toplattırıldı. Tutukluluk Balmumcu'da geçti: 50 gün (Oysa aynı gurup 1959'da da bir sergi açmıştı ama o zaman bir şey olmamıştı). Sıkıyönetim mahkemesinde, bilirkişiler, savcılar, yargıçlar resimlere uzun uzun baktılar: "Acaba suç bunun neresinde?" Emniyet ve savcılık resimlerde çok kötü şeyler görmüşlerdi, bilirkişiler pek bir şey anlayamamışlardı, yargıçlar ise bu sanat yapıtlarını yalnızca sanat yapıtı olarak gördüler ve beraat kararı verdiler. Yıl: Milâttan Sonra 1961.

Şimdi okuyacağımız "iddianâme" yeryüzü düşünce ve sanat tarihinde gerçekten bir belge'dir.

T.C.
İSTANBUL ÖRFÎ İDARE KUMANDANLIĞI
BÖLGE ADLÎ ÂMİRLİĞİ
BALMUMCU

AD : 961/260      18 Temmuz 1961
Esas : 961/260
Karar : 961

SUÇ :

1- Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmek, veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak için propaganda yapmak 2- Halkı askerlik hizmetinden soğutmak yolunda telkinde bulunmak.

SANIKLAR :

1- MARTA TÖZGE-Françonşak kızı, 1921 Varşova doğumlu, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikasında ressam, Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun, Beykoz Kavakdere caddesi, Dumansız Sokak no. 7'de mukim.

2- KEMAL İNCESU-Abdülmecit oğlu, 1339 yılında İzmir, Bayındır'da doğma, İlâncılık Kollektif Şirketinde ressam, Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun, Eyüp Nişancılar Zahireci Sokak 9 numarada mukim.

3- İHSAN İNCESU-Abdülmecit oğlu, İzmir, Bayındır, 1341 doğumlu, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu, ressam, İlancılık Kollektif Şirketinde ücretli.

4- VAHİ İNCESU-Abdülmecit oğlu, 1930 İzmir, Bayındır doğumlu, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu, heykeltraş, Eyüp Nişancılar Zahireci sokak, no 9'da mukim.

5- AVNİ MEMEDOĞLU-Mehmet oğlu, 1340 Erzurum doğumlu, Aşkale kazası Taşağıl köyünden, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu, ressam, Belediye İmar Müdürlüğünde çalışır, Fatih Horhor caddesi, Kırma Tulumba Sokak no. 8/3'de mukim.

6- İBRAHİM BALABAN-Hasan oğlu, 1921 Bursa doğumlu, Bursa'nın Seç köyünden, çiftçi ve ressam.

Yukarıda hüviyetleri ve kendilerine isnat edilen suçların mahiyetleri yazılı olan sanıklar hakkında yapılan hazırlık tahkikatı sonunda:

Sanıkların İstanbul Belediyesi Şehir Galerisinde 1961 yılı Nisan ayında müştereken açtıkları resim sergisinde teşhir etmiş oldukları muhtelif resimler Emniyet makamlarınca mahiyetleri calibi dikkat görülerek zabıt tanzim edilmiş ve savcılığa yapılan müracaat sonunda İstanbul 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile tablolar zabtedilmiş ve İstanbul 2'nci Sulh Ceza Hâkimliğince tâyin edilen bilirkişiler vermiş oldukları raporda:

Yukarıda adları geçen ressamların vücuda getirdikleri resimler hakikaten menşei Sovyet Rusya'da olan sosyal realizm cereyanının esaslarına uygundur. Resimde sosyal realizm cereyanını Fransa'da temsil eden komünist sanatkârlar dahi aynı şekilde ve istikamette resim yapmaktadırlar. Teşhir edilen resimler ile Fransa'da komünistlerin yaptıkları resimler arasında dikkate şayan benzerlikler vardır.

Bununla beraber teşhir edilen resimlerin arz edilen cereyana mutabık olması dolayısıyle komünist propagandası yapıldığını kati olarak ifade edebilmek de mümkün değildir; zira mevzuubahis istikametteki resimlerin, komünist propagandası maksadı ile yapılıp yapılmadığını tâyin için bunu yapanların maksatlarına nüfuz etmek lâzım gelir. Bir sanatkârın herhangi bir propaganda gayret ve maksadı dışında işçi köylü sefaletini eserine mevzu ittihaz etmesi, sınıf tezatlarını tasvir eylemesi mümkün ve caizdir. Sefaletin sanatta mevzu teşkil edemeyeceği tarzında bir neticeye sevk edecek mütalaaların verilmesi elbette mümkün olmaz. Binnetice çeşitli suretlerde tefsire müsait mahiyet arzeden tetkik konumuz resimleri, sırf komünist propagandası şeklinde telâkki edebilmek mümkün gözükmez.

Yukarıda arz olunduğu üzere sosyal realizm cereyanına mutabık mahiyet arz eden bu resimlerin teşhiri bazı mütefekkirler üzerinde gayrı müsait tesirler yaratabilir. Sanat ve estetik bakımından ise teşhirlerinde bir faydaya intizar edilemeyeceği kanaati hasıl olmuştur.) demişlerdir.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü takibat talep ettiği yazılarında:

Marta Tözge'nin yağlıboya olarak yapmış olduğu tablolar sınıf farkını ve bunların istismarını göstermek bakımından calibi dikkattir.

Kemal ve İhsan İncesu'nun karakalemle yapmış oldukları resim ve tablolar, köylü ve işçi sınıfının durumunu ve istismarını göstermesi bakımından önemlidir.

Avni Memedoğlu'nun harb aleyhtarlığı ve ebedi sulhu tasvir eden tabloları calibi dikkattir.

İbrahim Balaban'ın yine bu mevzularla işlenmiş tabloları komünizm propagandası havi olarak görülmüştür denmektedir.

Bu durum muvacehesinde sanıklara ait tabloların teker teker incelenmesi sonunda:

1- Marta Tözge: 5 ve 8 numaralı resimleri calibi dikkat görülmüştür. 5 numaralı resmin sınıf farklarını işaret ettiği, ezilen sınıfla bu sınıfı istismar eden zenginler sınıfını tebarüz ettirmek istediği ve sanatkârların bu hüznü dile getirmeğe çalıştıklarını ifade ettiği ve bir ümidin (ihtilâlin) çıkmak üzere olduğunu belirtmeğe çalıştığı, bütün bu halleriyle resmin sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak amacını güttüğü kanaati hasıl olmuştur.

Sanığın bu hareketi T.C.K.'nun 142/1 ve 4 fıkralarına uygun mütalaa edilmiştir.

8 numaralı resmin harb aleyhtarlığını temsil ettiği ve batı blokunu harb kundakçılığı ile itham ettiği, Sovyet propagandasına tamamen uygun olduğu mütalaa edilmiştir. Bu resim sanığın siyasî hüviyetini ortaya koyması bakımından dikkate değer görülmüştür.

Bu sanığın 6 ve 7 numaralı resimlerinde dikkate değer bir husus görülememiştir.

2- Kemal İncesu: Bu sanığa ait müsadere edilmiş veya fotoğrafı alınmış bir resim bulunmamakla beraber kendi ifadesine göre teşhir etmiş olduğu tablolardan birinde 27 Mayıs ihtilâlini anlatmak istediği, bu maksat için bir askerin bir tarafında köylü diğer tarafında işçiyi ve askerin arkasında bir meşale ile içinde 28 Nisan kelimelerini gösterdiği anlaşılmakta ise de 27 Mayıs hareketinin ve 28 Nisan ayaklanmasının köylü ve işçi ile bir alâkası bulunmaması, bu hareketin doğrudan doğruya üniversite talebeleri ile basının ve ordunun el ele vermiş olmasından doğmuş hareketler olması karşısında sanığın iddiası yerinde görülmemiş, kendisinin bir tablosu ile 28 Nisanı arkada bırakarak bundan sonra buna benzer bir hareketin köylü ve işçiden geleceğini ima etmek suretiyle ihtilâli yani işçi sınıfının hâkimiyetini kurmak için yapacağı hareketi kastettiği, şu haliyle T.C.K.'nun 142/1-4 fıkralarına uygun mütalaa edilmiştir.

3- İhsan İncesu: Bu sanık 2 numaralı tablosu ile köylünün hareketini, yani rejimi devirmek için ayaklanmasını, 13 numaralı resmi ile işçinin, Karl Marks'ın tabiriyle zincirlerini kırması, 12 numaralı resmi ile Sovyet propagandasına uygun olarak işçilerin silâhları yoketmesini (komünizme göre silâhlar kapitalizmin müdafaa vasıtalarıdır), 11 numaralı resmi ile sözde barışseverliği canlandırmış olmaktadır, 14, 15 numaralı resimleri de bu mahiyettedir.

Bu resimlerin heyet-i umumiyesi nazarı dikkate alındığında sanığın hüviyeti ortaya çıktığı gibi 2, 12, 13 numaralı resimleri komünizmi övücü mahiyet arzettiği görülmektedir. Hareketi T.C.K.'nun 142/1-4 fıkralarına uygun mütalaa edilmiştir.

4- Vahi İncesu: Bu sanığın bir resminin fotoğrafı mevcuttur. Bu resim elinde güvercin tutan bir köylü kızını göstermekte ise de bu resimden bir mâna çıkarmak mümkün olmamıştır.1 Delilleri takdir yetkisi mahkemeye aittir.

5- Avni Memedoğlu: Bu sanığın 9 numarayı taşıyan tablosu halkı askerlik hizmetinden soğutucu mahiyette görülmüştür. Hareketi T.C.K.nun 155'inci maddesine uygun düştüğü gibi örfi idare kanununun 6'ncı maddesi icabı Askerî Ceza Kanununun 96. maddesinin 2 nci fıkrasına da uygun mütalaa edilmiştir.

6- İbrahim Balaban: Bu sanık da 10 numarayı taşıyan tablosu ile 28 Nisan talebe hareketini temsil ettiğini ifade etmiş ise de iki polisin yakaladığı şahsın talebeye benzer bir tarafı görülememiştir. Sanık ressamın bu resmi ile memleketimizde işçiye hak ve hürriyet verilmediğini, polisin yakalayıp götürdüğünü, ancak polisin yani dolayısı ile rejimin (komünistlere göre memleketimizdeki idarî bir polis rejimidir) ayağının kaymakta olduğunu, ergeç yıkılacağını ve işçinin üzerinde bulunduğu zemini yıkmak üzere olduğunu ifade etmek istediği kanaati hasıl olmuştur. Öndeki polisle ortadaki beyaz gömlekli gencin kol hareketleri bir mengeneye benzemektedir. Ortadaki gencin talebe olduğuna delâlet eden en ufak bir emare mevcut değildir. Bu bakımdan sanığın bu yoldaki iddiası yerinde görülmemiştir. Sanığın bu tablosu ile işçi sınıfının hareketini yani ayaklanmasını kasdettiğini, bu itibarla T.C.K.'nun 142/1-4 fıkralarına uygun bulunduğu mütalaa edilmiştir.

Fotoğrafı alınmış olan Mustafa Aslıer'e ait resimlerde suç konusu görülmemiştir.

Yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü sanıkların müsnet suçlardan muhakemelerinin icrası ile hareketlerine uyan kanun maddeleri gereğince tecziyelerini talep ve iddia ederim.

Yusuf Alpmansü
Tuğgeneral
Örfî İdare Bölge K.
Adlî Amir

 

* : Bu bölümdeki yazılar, Memedoğlu'nun arşivi ile Dr. Çetin Yetkin, Siyasal İktidar Sanata Karşı, Bilgi Yayınevi, 1970, s. 234-260'dan alındı.
 

AVNİ MEMEDOĞLU'NUN SAVUNMASI

 
Bu sitede yer alan görsel ve yazınsal malzemenin tüm hakları Sorun Yayınları Kolektifi'ne aittir. © 2005.